VEDA VAKTİ
- Talha Sever
- 21 Nis
- 2 dakikada okunur

Daha önce hiç çocukluğunuza veda ettiniz mi? Çocukluğuma, içinde biriken güzel ve kötü anılara, her şeyin çok gerçek olduğu, ölümlere, ağlayışlara, yakarışlara ve umuda veda ettim. Çocukluğumda hatırladığım sayılı güzel şeylere yuvalık eden eve bugün artık hoşçakal dedim. Bir evi yuva yapan nedir? Bir eve değer biçerken nelere dikkat ederiz?
Konumuna ya da metroya yakınlığına değil elbette. İçinde yaşananlara göre değer veririz. Bir evi yuva yapan içinde olanlardır, deniz manzarası ya da kaç odası olduğuyla ilgili de değil bu. İçindeki hikayedir mühim olan. Merdivenlerinden yuvarlanışım, çat pat hatırladığım anneannemin beni bir leğenin içinde yıkaması, anneannemin son nefesleri, teyzemi son yolculuğuna uğurladığım kapısı, geri gelsin diye arabanın ardından su dökemediğimiz yolculuğuna uğurladığım kapısı, geceleri uyurken soğuk geçmesin diye arkama yastık koyulan duvarları, kuzenlerim ve ablamla içinde deli gibi eğlendiğimiz, bir gün daha kalmak için yalvarıp ertesi gün dizimi yardığım, evin sokağına çıkıp saatlerce kendimi dahi unutarak oyunlar oynadığım ve hayatımda her zaman bir kaçış kapısı olan güzel kırmızı boyalı eve veda ettim.
O eve en son beş sene önce gitmiştim. Bu da teyzemin ölümüne denk geliyor. Teyzem öldükten sonra o eve bir daha gidemedim. Kapı eşiğinden içeri giremedi ayaklarım. Diğer akrabalarım o evde oturmaya devam etti, uğrayabilirdim, çağırdılar da aslında ama gidemedim. Yaşanan acı tatlı anıları ve evi ben o gün teyzemi toprağa verdiğimizde beraberinde gömdüm. Bir daha o evde herhangi bir hatıra yaşamayı kaldıramazdım. Benim için kaçış yolu olan evden kaçmıştım. Bugün yıllar sonra zilini çaldım ve gerçekleşmeyeceğini bilsem de teyzemin kapıyı açmasını istedim. Sonrasında hayal kurdum, içeride diğer teyzem ve kuzenlerim beni bekliyordu. Yine o beyaz masanın etrafında toplanıp sabaha kadar sohbet edip çekirdek çitleyecektik. Çekirdekleri kabuğundan ayıramadığım için annem onları benim için ayırıp önüme koyacaktı. Teyzemin bana aldığı Spider-man pijamalarımı giyip koltuktan koltuğa atlayacaktım. Çocuk olacaktım yine, çocuk hayallerim, çocuk hüzünlerim olacaktı. İnanın son zamanlarda yaşadıklarımdan sonra o günleri yeniden tatmaya o kadar ihtiyacım var ki. Bu şu zamana kadar yazdığım en derin ve en zor yazı. Tam kapının önüne elime tebeşir alıp yeniden seksek çizmek istedim. Yan komşu rahmetli Mustafa Amca rahatsız olsa da, yine yere büyük büyük taşlardan kale yapıp maç yapmak istedim. Geceleri dışarı çıkıp saklambaç oynamak istedim, bu sefer ebeden değil sorunlarımdan saklanmak istedim. Sabahları evin en küçüğü olarak bundan nefret etsem de yeniden Bakkal Hoca Amcadan ekmek almak istedim. Bakkala girdiğimde içimdeki tüm sinirin geçmesini istedim. Hoca Amcayla yeniden dokuzuma dönüp tarih konuşmak istedim. Kuzenimle evdekilere haber vermeden kaçıp hamburger yemek istedim.
Ümraniye çarşıya çıkıp annemlerle söylene söylene alışveriş peşinde koşmak istedim. Çok beğendiğim Nike ayakkabıyı alamayacak durumda olmamızı istedim. Her şey çok temizdi o zamanlar. Kendimi uzun zaman sonra ilk defa bu kadar masum hissettim. Şu an bile her anı gözümde canlandıkça gözlerimin dolmasına engel olamıyorum. Her zaman her şeye çok derin ve farklı anlamlar kattım. File marketi sevmemin nedeni bile içindeki renkleri Boston Celtics’in sahası olan TD Garden’a benzetiyor olmamdı. O ev, o sokak benim için çocukluğum demek. Önceden sokağın başına geçtiğim zaman her şey bana o kadar büyük geliyordu ki, şimdi sokağın başından baktığımda her şey aslında ne kadar küçükmüş. Ben küçükmüşüm. İnanın büyümeyi hiç istemedim.
Hoş, büyüdüğümü ilk hissettiğim an da o evin önünde gerçekleşti. 27 Ağustos 2017, teyzem öldüğünde yeşil cenaze arabası onu son kez güzel evinin önüne getirdiğinde çok kötü olmuştum. Annem ve diğer teyzelerim ağlıyordu yanıbaşımda, o an nasıl güçlü kalabildim bilmiyo…




Yorumlar