top of page

NEFES


ree

Günde kaç kere alıyoruz binlerce mi yoksa on binlerce mi? İnanın kaç kere aldığımla ilgilenmiyorum. İlgilendiğim tek şey aldığım nefesi ne için harcadığım. Yoğun tempoda ve yararlı giden bir hayat için mi? Yoksa evde boş boş yatıp kendime hiçbir şey kazandırmadığım günlerim için mi? Tek sorun bu.


Varoluşsal sancılarımı ve depresyonumu tamamen geride bıraktım. Kendimle konuştuğum, hislerimi buraya bıraktığım ve kimi zaman umutlu, kararlı, üzgün ve mutlu olduğum yazılar yazdım. Şu an ne hakkında mı yazacağım? Hayatım hakkında yazacağım. Hep bu değil miydi konu? Hayatım. Ne boş şeylere takılmış ve sorun edilmeyecek konuları kendime sorun etmişim. Bunları söylememi bekliyorsanız çok büyük bir yanılgı içindesiniz. Bunlar yaşadıklarıma inkar hislerime ve üzüntülerime ihanet olur. Kaçmayın duygularınızdan, hislerinizden ve size yaşatılanlardan. Kabullenin, yaşadınız. Artık yaşamam gerekliydi diye düşünüyorum. Her şeyin üst üste gelmesi beni aptal etmişti, kendimden uzaklaşmış, başka bir zihne bürünmüştüm. Kurtuldum, kocaman bir oh çekiyorum. O döneme dair pişmanlıklarım var hemde bir sürü… Benim için karanlık bir dönemdi. Bırakmış olmanın ve kurtulmuş olmanın huzuru ve hayallerim için koşarken aldığım nefeslerin gururuyla yaşıyorum. Evet, gurur duyuyorum. Kendime bir babanın evladıyla duyduğu gururu besliyorum. Mükemmelliğime ve bu kadar iyi bir insan olabilmeme seviniyorum. Aynı zamanda kurtulduğuma şükrediyorum.


Yazının başında nefes dedim, işte şimdi oraya geri dönüş zamanı. Doğduğumuzdan beri nefes alıyoruz, almıyorum diyeniniz yoktur diye umut ediyorum. Kaçı kaliteli zamanlar ve anlar içindi bu nefeslerin hiç düşündünüz mü? Hayatınızın hiç yokuş aşağı gittiğini ya da stabil kaldığını düşündünüz mü? Kendiniz için ne kadar harcadınız bu nefesi? Kalbinizi kıran, sinirlendiren, yoran ve üzen insanlar için harcadığınızdan çok mu kendiniz için aldığınız nefesler? Hiç sanmıyorum. Değer ver kendine, boşlukta sallanıp duracağına kalk ve koş zihninde ölen hayallerini toprağa gömmektense çıkar, onlarla hesaplaş. İnsanlarla hesaplaşmak zor değil mi? Asıl kendinizle hesaplaşmak ne kadar zor onu biliyor musunuz? Çocukken kurduğun hayallerine ihanet etmek en büyük kötülük değil midir? Herkesi affedin. Herkese hatalarının boyutuna göre davranın. Kin ve nefret beslemeyin, bu sizi mahveder. Kimseye kin beslemedim ya da nefret kadar iğrenç bir duyguyu içimde uzun süreli asla yeşertmedim. Kendim dışında. Kendimden tiksindim, nefret ettim ve kin tuttum. Artık barıştım ve kendimi affettim. Yeryüzünde insanın yapması en zor gelen şeyi başardım. Kendime koştum ve sarıldım. Nefesimi sadece kendim için tüketiyorum. O affettiğiniz insanlar varya sevgili okurlar. Bir gün size hissettirdiklerini, yaşadıklarınızı ve hatta seslerini bile unutucaksın. Bir ömürden bahsediyorum, mahvetmeyin. Bir gün uyanın ve aynaya, yataktan kalktığınız o ilk ana bakın. İnsanların sizi asla görmesini istemeyeceğiniz o surata bakın. O surata kocaman bir öpücük gönderin ve gidin elinizi yüzünüzü yıkayın. İğrenç görünüyorsunuz. Bu iğrençliği sadece siz görüyorsunuz ve sadece sizin gördüğünüz halinize sarılmayacaksanız hangi halinize sarılacaksınız? Yüzünüzde eskittiğiniz maskelerin gerçek dışı haline mi? Bu mu sizin kendinizi kabullenişiniz? Biraz oturun, düşünün ve nefesinizi sadece kendiniz için harcayın.


Başkaları için harcadığınız her nefes sizler için tekrarlanmaması gereken bir ders olarak kalmalı. Kafanızı kaldırın ve çizdiğiniz yolda özlem dolu bir annenin çocuğuna sarılması için koştuğu gibi kendinize koşun. Kendinizi benimseyin. Dışardan gelen gereksiz ve olumsuz söylemleri düşünmeyin. Sadece kendinize bakın. Kendinize sarılmazsanız size kimse sarılmaz bunu asla unutmayın.

Yorumlar


  • Instagram
  • YouTube
bottom of page