top of page

MİSAFİR VE EV SAHİBİ


ree

Hayat hayatın üstüne bindiğinde, iplerin kancaları etten ete takıldığında gözlerin ayaklardan gözlere değdiğinde misafirsin.


Bir hayatta misafirsin. Bu hayatta da misafir olduğun gibi bir gülüşe, düşünceye, fikre, bedene ve hayallere misafirsin. Her şeyden önce kendine misafirsin. Ruh ve düşünce bir bedeni esir alır bu beden senin olduğu kadar senin değildir. Yarın ki sana da aittir. Dün ki sana da ait olduğu gibi. Bu beden ne kadar kendi bedenin bunu hiç düşündün mü? Yarının düşünce sahibi de sensin, dünün düşünce sahibi de. Geçmişi düşünün sevgili okurlar, aynı mısınız? Ben değilim, çok değiştim. Bedenim değişti mi peki? Düşüncelerim ve fikirlerim kadar değil. Asıl olan bedendi. Düşüncelerimiz ve fikirlerimiz her zaman misafirdi. Yani bizi biz yapan en büyük unusurlar her zaman misafirdi. Beden bir evdi. Kapıdan girip çıkan, bir süreliğine koltuğu işgal eden düşüncelerimizdi. Yani gerçek sen…


Aşk şiirlerini ve romanlarını düşünün sevgili okurlar. Bir bedene yazılan kaç tane şiir bulursunuz bana tozlu raflardan? Bir ruha yazılandan çok bulacağınızı sanmıyorum. Bir bedene yapılan güzelleme bir ruha duyulan aşktan derin midir? Sevginizi düşünün bu bir bedene mi yoksa bir ruha mı? Bedende kalan sevgiler yüzeyseldir, içi bilinmez, gerçek kişiliğine ulaşamadan seversin. Ruhu seversen bunun adı aşktır. Bir çift göze bakarken ruhu mu görüyorsunuz yoksa basit bir göz mü? Kayboluyor musunuz o gözlerde? Yarınları sizlere anlatıyor mu gözler yoksa anlık baktığın güzel bir cisimimi çağrıştırıyor sizlere? Aşk budur sevgili okur. Yarınları anlatır, hayalleri süsler, bir ruha kaptırırsın kendini. En büyük aşkınızı düşünün şimdi çok mu güzeldi çok mu yakışıklıydı? Onun kadar güzel ya da yakışıklı birisi girdi değil mi hayatınıza ya da ondan daha güzeli? Neden aynı hisleri besleyemediniz o kişiye? Neden yüzeysel kaldı ve sadece onun bedenine bir beğeni ve sevgi duydunuz? Ruhuna aşık olmadınız çünkü gerçek ona ulaşmadınız ya da ulaşmak istemediniz. Kendine misafir olanı gönlünüzde misafir edemediniz çünkü o kendinde misafir olduğunun farkında değildi.


“Hayatta misafiriz bir gün öleceğiz.” sözlerini sık sık duydum. Bedenimiz bu dünya da kalıyor dostlarım. Öldüğümüzde böcekler evimizi küçük küçük ısırıklarla yok ediyor. Zaman ruhu olmayan bedeni çürütüyor. Kan dolaşmayan damarlar işlevsizleşiyor. Bize mükemmel fikirleri verdiğini düşündüğümüz beyin artık eskisi kadar mükemmel olmuyor. Ruh, ruh nerde peki? Nerelere uçar kim bilir… Siz bir bedenden değil ruhtan ibaretsiniz. Bedeniniz sizin için basit bir ev, ruhunuz ise sizsiniz.


Bu yüzden en güzel sözler ruha yazılmıştır. Bu yüzden en güzel şarkılar ruhu anlatır. Bu yüzden en güzeli her zaman ruhumuzda saklıdır. Bu yüzden en güzel aşklar bir bedene değilde gerçek kişiliğe beslenir. Ben misafirim, bir gün çürüyüp gidecek bu bedenin içinde sıkışmış basit bir misafir. Ev sahibi bu beden içinde ben olmadan toprağın altında böceklere yem olarak kalacak. Ben bu evde bir misafir, ruhumda bir ev sahibi… Kısacası benim bakmak ve görmek istediğim tek şey kendi ruhum, güzel bir hayat yaşamak ve yaşatmak istediğim güzel bir ruh.

Son Yazılar

Hepsini Gör

Yorumlar


  • Instagram
  • YouTube
bottom of page